27 Aralık 2021 Pazartesi

Trabzonspor anıları - Erman Toroğlu

 

Futbolculuğu döneminden başlayarak yolu sıkça Trabzon’a düşen Erman Toroğlu, Trabzonsporlu futbolcularla arkadaşlıklarını anlatırken o günleri bir kez daha andı. Hattâ öylesine güzel dostluklar vardı ki “Maç esnasında birbirimizi yerdik ama maç bitince Trabzonsporlu futbolcu arkadaşlar ‘Barbunları fırına verdik.’ derdi bana.” sözleriyle anlatıyor bu güzel dostlukları… Hakemlik yaptığı dönemde unutamadığı bir anısı var ki… Avni Aker’de Trabzonspor-Beşiktaş maçında çıkan
olaylar nedeniyle kendisinin görev yaptığını ve sahaya atılan yabancı
maddelerden dolayı da karşılaşmayı iptal ettiğini hiç unutamıyor. O günü
“Benlik bir şey yoktu ama kabak benim başıma patladı.” diye anlatıyor
Erman Toroğlu…
Erman Toroğlu’nun bir özelliği de Türkiye’de hem Millî Takım forması giyen hem de FIFA hakemi olan başka birisinin olmaması.
Erman Toroğlu, sözünü hiç kimseden, hiçbir ortamda esirgemedi.
Özellikle sivri açıklamaları ve ilginç benzetmeleriyle sık sık gündemde
yer alan bir isim oldu Erman Toroğlu...
Tarafsız ve başarılı yorumlarıyla her kesimin takdirini toplayan
Erman Toroğlu ile Trabzonspor ve Avni Aker’i konuştuk.
Sayın Toroğlu, bize öncelikle kendinizi anlatır mısınız? Futbolla
yolunuz nasıl kesişti?
1964-1980 yılları arasında -yaklaşık 16 sene- futbolculuk hayatım oldu. Hakemlik hayatım ise 9 sene
sürdü. Gazete ve televizyon işine girdim ve senelerdir
de o işi yapıyorum. Türkiye’de hem Millî Takım forması giyen hem de FIFA hakemi olan başka birisi yok.
Mahalle arasında biz de arkadaşlarla futbol oynuyorduk. Mahalleden futbolcuyuz, bir bakıma biz de mahalleden çıktık. Gençlerbirliği’nde oynayan bir abi beni
Gençlerbirliği’nin genç takımına götürdü. Oradan ilk
olarak 2. ligde Güneşspor’a, oradan da 1. ligdeki Ankaragücü’ne gittim. Ankaragücü’nde 9-10 yıl futbol oynadım. Oradan Mersin İdmanyurdu, sonra Ankara
Şekerspor derken futbolu bıraktım.
Avni Aker’le ne zaman tanıştınız?
1966-1967 olabilir. Üniversiteler Bayramı vardı.
Ve futbol turnuvası da o dönem Trabzon’da yapılı-
yordu. Ben o dönem hem okuduğum Ankara İktisadi
Ticari İlimler Akademisi’nin okul takımının hem de
Güneşspor’un oyuncusuydum. Trabzon’da hem Sebat’ın sahasında hem de
içeride maçlar yaptık. Avni Aker’e çıkışım ilk o olmuştu. O zaman Necmi
Perekli ile tanıştım. O beni evine götürdü… Annesi bize yemek yapmıştı.
Sonra Trabzon lige çıkınca ligde karşılaştık. Bu kez futbolcu olarak Avni
Aker’e gitmiştim. Eski takımdan Allah rahmet eylesin Bülent vardı, Kabak
Coşkun’un kardeşi, Ahmet Suat Özyazıcı ile karşı karşıya oynadım o
dönem. Onların son dönemi benim ilk zamanlarımdı ve henüz 17 yaşındaydım.
Hakem olarak da Avni Aker’de çokça anınız vardır…
Evet, Avni Aker’de çok anım vardı. Ali Kemal, Kadir zamanları bizim
dostluğumuz çok iyiydi. Maç yapardık. Top oynarken Bülent, “Barbunları
fırına verdim, maçtan sonra gideceğiz.” derdi. Havalimanının yanında bir
yer vardı, ağaçlık alan. Maçtan sonra orada gider rakı-balık yapardık. Ama
maç esnasında birbirimizi yerdik! Hakemlik dönemimde Avni Aker’de hatıralara kazınan en önemli anım, yarıda kalan Trabzonspor-Beşiktaş ma-
çıydı. Orada da maç öncesinde bazı söylemler olmuştu. Kabak bize patladı
ve maç yarıda kadı. Yardımcım Vahap Beyaz’ın iki defa kafası yarılmıştı.
Maç da o esnada 3-2 idi. Bir penaltı verdim, taraftar veremeyeceğimi zannetmişti ki tribünden taş yağıyordu. Şimdiki sistem olsa birinci olayda bı-
rakıp gideceksin. O zaman mümkün olduğu kadar masaya taşımayacaksın,
biz de taşımadık. Ama baktık ki dayanamadık, en son Beşiktaş’ın lehine
ikinci penaltıyı verdiğimde diğer yardımcımın kafasına sustalı attılar. Ka
fasının yanından yere saplandı. Sustalıyı aldım ve
maçı tatil ettim. Ondan
sonra Trabzon’da başıma
çok şeyler geldi.Bir de
Avni Aker’de yine hakem
olarak bir maça çıktım
ama bu olaylı maçtan önceydi. Sol açık İskender
oynuyordu, Şekerspor’da
beraber oynamıştık, bir
anlamda elimde büyüm-
üştü. Maça çıkıyoruz kaleci Şenol kaptan, beni
görmedi, İskender de görmedi. Trabzonspor 5-1 galipti. En son Diyarbakır’ın
kaptanı vardı -Allah rahmet eylesin- Erdoğan...
Bir karar için bayrağı kaldırdım-kaldırmadım derken bana küfretti. Ben de
bayrağı çekip hakemi ça-
ğırdım. “Ne oldu?” dedi. “Erdoğan’ı bir salla.” dedim. “Ne yaptı?” dedi.
“Sonra anlatırım.” dedim. Erdoğan’ı bir salladı. Maç bitti İskender o
zaman beni gördü, geldi öpüştük. Erdoğan, “Bu ne muhabbet, oyuncuhakem…” dedi. Aynı takımda oynadığımızı bilmiyordu tabii. Böyle anıları-
mız var.
Avni Aker deyince zihninizde neler uyandırıyor?
Avni Aker… Şehrin göbeğinde o stat enteresan. Girişi kolay, çıkışı da
kolay. Trabzon maçı alırsa daha rahat çıkıyorsun, alamazsa zor çıkıyorsun.
Böyle bir stat. Yani sihri olan bir stat! Trabzonspor orada çok büyük başarılar elde etti. Hem de hiç umulmayan şekilde… Trabzonspor 1971-1972
sezonunda 1. lige çıkmak için Ankara’da PTT ile oynayacaktı. Trabzon’dan ineğini satanlar, arabasını satanlar… Biz de Ankaragücü ile 3 gün
sonra kupa finali oynayacağız, stada giremedik, bizi sahanın içine aldılar, o
kadar kalabalık yani. 30 bin kişi içeride, 20 bin kişi dışarıda var. PTT maçı
aldı. Trabzonspor o sene bütün takımı lağvetti ve yeni bir takım kurdular.
İşte o 6 sene şampiyon olan takım o ikinci takım. Maç bittiğinde ben tribünlere baktım, stat ful Trabzonluydu, hepsi arkasını dönüp ağlıyordu. Ben
hayatımda öyle bir sahne nadir gördüm. Stattan çıkmıyorlardı da üstelik…
Sayın Toroğlu teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Trabzonspor'u sevmek Trabzon'u hissetmek

  Trabzon'u sevmek , fıkralarda okuduğumuz, şehir insanının sıcaklığını baz alacak olursak dahi çok kolay. Peki ama neden bu şehri sevme...