28 Aralık 2021 Salı

Fatih TEKKE Trabzonspor

 

Futbol geleceği üzerine hiç hayal kurmasa da o henüz ilkokul yıllarında haşır neşir olduğu futbol topunun peşinde uzun yıllar gideceğinden haber- sizdi belki de… O kendi ifadesiyle kaybetmekten hiç hoşlanmayan birisi. Hayata bakış açısında da çok farklı bir isim Fatih Tekke. Zira Fatih Tekke, “Biz bu forma ile beraber sadece gol atıp gol ye- memeye çalışmıyoruz. Her anlamda bir mücadele veriliyor.” sözleriyle hayata bakış açısını özetli- yor. Bir Trabzonlunun Trabzonspor forması giymesinin ise sorumluluğunun her zaman daha ağır olduğunu anlatırken
kendi yaşantısından da örnekler veriyor. Ve Trabzonspor forması altında,
rakip kim olursa olsun atılan her golün anlamlı olduğunu yaşayarak hisseden bir isim Fatih Tekke…
Zaman zaman kırılganlıkların, hayal kırıklıklarının yaşandığı, belki
çok uzun olmasa da git- gellerin fazla olduğu bir futbol yaşantısının öyküsü Fatih Tekke’ninki…
Tıpkı kendisinin de ifade ettiği gibi, Trabzon’dan çokça yürekli ve
iyi insanlar çıktı, çıkmaya da devam edecek. Biz o yürekli, iyi insanlardan birisi olan Fatih Tekke ile röportajımızla sizleri baş başa bırakalım.
Sayın Tekke, öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız? Fatih
Tekke kimdir?
09.09.1977 doğumluyum. Ancak annem asıl doğum tarihimin 27
Temmuz olduğunu söylüyor. Köprübaşı ilçesi Çifteköprü Köyü’ndenim.
Belki de yaklaşık 10 metrekare olan ahırın üstündeki bir evin odasında
dünyaya geldim. Babam Ahmet Tekke makine mühendisi ve Beşirli’de
Bayındırlık’ta görev yapıyordu. Annem de ev hanımı. Çifteköprü’de dünyaya geldim ve yaklaşık 9 yaşında Trabzon’a geldik. İlkokula köyde baş-
ladım ve 3. sınıfta Trabzon’a gelip 24 Şubat İlkokulunda devam ettim.
Sonrasında Cumhuriyet Ortaokulu ve Trabzon Lisesinde okudum. Ondan
sonra da Fatih Eğitim Fakültesi…
Futbolla yolunuz nasıl kesişti?
İlk olarak köyde başladık tabii ki. Düzlük yer bulduğumuz yerde top
oynardık. Araba yolu yapıldıktan sora düz yerler daha fazla olurdu ve
oralarda oynardık. Muhammet amcam vardı. Onlar bazen saha olduğu
için Sürmene’ye futbol oynamaya giderdi. O zamanlar doğru dürüst araba
da para da yoktu. Oraya inmek ve onları seyretmek sanki Trabzonspor
maçını izlemek gibi inanılmaz bir şeydi bizim için. O zamanlar biz de oynuyorduk. İyi oynadığım belliydi ama hani geleceğiz de öyle olacak,
böyle olacak gibi bir şey yoktu. Hiç futbol geleceği üzerine hayal kurma

Avni Aker Anıları
147
dım. Trabzon’a gelince Bayındırlık lojmanlarının olduğu alanda çok güzel
bir sahamız vardı. İnanılmaz güzel bir lojmandı. Bir gün orada top oynarken yan mahalleden Ali Yıldız Hoca vardı. Ali Hoca o zaman PTT Spor’un
hocasıydı. Bizi izleyince, “Gel bizim takıma yazıl.” dedi. Abilerim de
gidip yazılmıştı zaten. Ben de “Tamam.” dedim. Sonrasında 9 yaşında gittik ve serüven öyle başladı. Sonrasında belli bir yaş grubunda oynamaya
başladıktan sonra Trabzon’da insanlar “Bu çocuktan bir şeyler olur!” demeye başladı. O dönemlerde çok yakın arkadaşım rahmetli Mustafa Şen
vardı, bizim için, “Büyük futbolcu olacaklar.” deniyordu. Benim oynadı-
ğım futbol ve ortaya koyduğum performans ile o çocuk yaştaki Fatih’in
alakası yoktu. Bunu öncelikle söyleyeyim. Çünkü o zamanlar Maradona
gibi bir çocuk vardı ve o zamanlar serbest orta saha oynuyordum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Trabzonspor'u sevmek Trabzon'u hissetmek

  Trabzon'u sevmek , fıkralarda okuduğumuz, şehir insanının sıcaklığını baz alacak olursak dahi çok kolay. Peki ama neden bu şehri sevme...