27 Aralık 2021 Pazartesi

Trabzonsporun sampiyonluk yılları

 

Avni Aker’e dair neler hatırlıyorsunuz o dönem?
O dönemde Avni Aker’e bir açık tribün yapılmıştı. Daha sonra 1980’li
yıllarda karşı taraf yükseltildi. Avni Aker’de sadece maç değil antrenman
da yapardık. Çim de değildi orası. Orası bizim çok derdimizi çekti, çok
büyük oyuncular çıktı oradan, çok büyük maçlar oynandı orada. İlk ya
bancı oyuncu Romen Koska 1969 veya 1970 yılında Trabzon’a geldi.
İkinci ligde iken Fenerbahçe ile bir kupa maçımız vardı. İlk maçta
Trabzon’da berabere kaldık, İstanbul’da bizi 3-2 yendiler. İnsanlar, ‘Bu
nasıl bir takım’ diye şaşırdılar. Didi bile hayret etmişti. Gazeteler, ‘Bu takı-
mın 2.Ligde işi ne?’ diye yazmıştı. Sonra çok maçlar, büyük maçlar kazandık. Milli Takım’a çok katkımız oldu. 1976 yılından sonra Avrupa
Kupaları başladı. Avni Aker bizim ikinci evimizdi. Avni Aker’deki o dönemin şartları kırık-dökük soyunma odaları bizim için olumsuzluk yaratmı-
yordu. Isınmak için yerin yok, masör için odan yok, zaman zaman su
akar-akmaz ama bizim içimizdeki o inanç hiçbir zaman aşağılara gitmedi.
Tabi sonrasında çok farklı bir durum yaşandı. Avni Aker’de iyileştirmeler
yapıldı, büyütüldü… Çim saha, skorbordunun yapılması, ışıklandırması ve
ses düzenini yapmak da bakan olarak bize nasip oldu, arkadaki tribünü
yapmak bize nasip oldu. Akyazı’daki stadın protokolünü yapmayı da Allah
bize nasip etti. Onun için bizim hatıralarımız fazla.
Hatta 40 bin kişilik stadı yazarken Tayyip Bey bize, “Faruk Bey, niye
40 bin, Mersin 25 bin, Antep 25 bin, Malatya 25 bin” diye sormuştu. Ben
de Trabzon’un futbol şehri olduğunu söyledim. ‘Yine Trabzonluluk yapı-
yorsun’ diye şaka yollu sitem etti. Ama sağolsun Akyazı’daki stadın açılı-
şına kendisi de geldi ve kapasiteyi de 41 bin 61’e çıkardı.
Hüseyin Avni Aker’e Allah’tan rahmet diliyoruz. Gerçekten önemli
hizmetler yapmış.
Rahmetli Hüseyin Avni Aker ve Hayri Gür’lere çok ihtiyacımız var.
Hayri Bey’in çocuğu da yoktu, inanıyorum ki işi-gücü Trabzon gençliği
idi, Türk gençliği idi. Hüseyin Avni Aker’de anlatılanlardan öğrendiğimiz
kadarıyla öyleydi.
Avni Aker Stadı büyük başarıların, zaferlerin yaşandığı, insanların
coşkuyla, heyecanla geldiği, mutlu olarak geri döndüğü, az sayıda üzüntü
ile geri döndüğü stadyum olarak hepimizin kalbinde kendisine çok sağlam
bir yer edinmiştir.
O RUHU YAKALAMAK LAZIM
Avni Aker’deki ruhu yakalamak lazım. Çok iyi elbiseniz olur, kravatı-
nız, ayakkabınız olur ama sizin enerjiniz, ruhunuz yoktur, hevesiniz yoktur. Bir de elbiseniz olmaz ama sizin ruhunuz, amacınız vardır.
1973-74’deki ruhu yakalatabilirsek Avni Aker Stadında olmasa bile o ruhu
yakalarsanız hiçbir şey değişmez. Önemli olan Avni Aker’lere layık bir
kulüp ve takım olabilmektir. Yoksa stadyumun orada kalması, orada yine
sizin futbol oynamanız önemli olabilir. Ama esas önemli olan o insanlara
layık anlayışta, ruhta, azimde, kararlılıkta sporcuların bir araya geleceği bir
kulüp oluşturmak. Bu da yönetimlerle olabiliyor. Ve fikri bilinçle, fikirle
olabiliyor. Trabzonspor’u bilmeyen, Trabzonspor’un geçmişini bilmeyen
insanların Trabzonspor’u yönettiğinde kulübün ne hale geldiğine şahit
olduk.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Trabzonspor'u sevmek Trabzon'u hissetmek

  Trabzon'u sevmek , fıkralarda okuduğumuz, şehir insanının sıcaklığını baz alacak olursak dahi çok kolay. Peki ama neden bu şehri sevme...